Virtual Reality kullanıcılarını Hawaii’de güneşin keyfini çıkarmaya ya da oturdukları yerden test sürüşü yapmaya davet ederken, pazarlamacılar bu oyunu en aktif şekilde nasıl oynacaklarını çözmeye çalışıyorlar. Ancak bu yeni oluşumda pazarlamacılar için standart bir reklam anlayışı ya da çözümü olmamakla beraber VR’ı oluşturan temel taşlar hakkında bile ortak bir anlayış bulunmuyor. Bu durumda, VR olanakları keşfedilirken bazı noktaların aydınlatılmasında fayda var.
Öncelikle sizi oturma odanızdan ya da ofisinizden alıp gezinebileceğiniz ve iletişime geçebileceğiniz bir bilgisayar yapımı dünyaya götüren deneyimin VR olduğunu yani aslına bakarsanız her VR başlığı ile izlenen videonun sanal gerçeklik olmadığını bilmek gerek. 360 derece videolar ise ormanın içinde ya da konserdeymiş gibi hissettiren ancak VR’ın sunduğu interaktif deneyimi sunamayan videolardır. Augmented Reality ise sanal objeleri gerçek dünyanıza sokabilen bir deneyimdir.
Greenlight VR tarafından yapılan ankete göre, cevap verenlerin %53’ü VR ile etkileşim içinde olan markalardan alışveriş yapmaya daha yatkın olduklarını belirtti. Eglence sektöründeki video oyun ya da film şirketleri doğal olarak teknolojinin tüm yeniliklerinden faydalanarak VR deneyimine daha yatkın olurken daha farklı sektörler de VR’den faydalanmaya başladılar.
Örneğin, İsveç’teki bir eczanenin ağrıları azaltan VR uygulaması ‘’Happy Place’’, sizi göl kenarındaki kamp ateşinin yanında Kuzey ışıklarını izlemeye davet ediyor. Yapılan araştırmalar ile sanal gerçekliğin beynin fiziksel acıya odaklanmasını durdurduğunu ve daha önce yapılan ‘’Snow World’’ isimli uygulamayı deneyimleyenlerin yanıklar ve acıları düşünerek harcadıkları zamanın %76’dan %22’ye düştüğü gözlemlenmiştir.
Pazarlama sektörü için VR’ın önemi için…
Happy Place uygulaması hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için…