Category : Blog

Millenialların dikkatini çekebilmek markaların anlamlı ve samimi ilişki kurmasına bağlı!

Genart Medya > Blog
17Eyl
storytelling_2Markalar için Story Telling’in Önemi

Markalar için Story Telling’in Önemi

Neredeyse hepimiz çocukluğumuzda kral ve kraliçe masallarını, ormanların ve süper kahramanların hikayelerini, kısacası hayal gücümüzü besleyen her şeyi severdik. Büyüdükçe okul kitaplarında olan gerçek kahramanlar hakkında okumaya başladık ve hikayelerimiz de büyüdü. Geçen bu zamanla beraber anlatımın tarzı da değişti. Sözlüden taş tabletlere, kağıtlardan postalara, eBooklara, Hollywood filmlerine değişen ve gelişen anlatı şu an dijital pazarlama için çok önemli bir noktada. Son yapılan araştırmalar, dijital medyanın içine doğan millennialların ortalama dikkat sürelerinin, önceki jenerasyonlara göre %60 azaldığını gösterirken, doğdukları andan itibaren akıllı telefonların ve tabletlerin arasında, sonsuz eğlencenin sadece bir ekran uzağında olan millenialların dikkatini çekebilmek ise markaların anlamlı ve samimi ilişki kurmasına bağlı. Bu noktada devreye giren Storytelling ve Visual Storytelling, markaların karakterlerini göstermesini, hedef kitlelerini motive etmesini, tüketicilerine doğru zamanda doğru içerikle, ilginç ve eşsiz bir deneyim yaşatmasını sağlar.

Markaların Visual Storytelling’i kullanırken bazı noktaları göz ardı etmemeleri gerekiyor. Örneğin tüketiciler öncelikle gördükleri insanların, ardından davranışlarının gerçekliğine inanmak ister. Bir resim yüzlerce söze değer desek de Visual Story’i tek bir resim ile anlatmak yerine, düşünceyi ya da hikayeyi birden çok resim ile desteklemek gerekebilir. Sıkıcı ve sıradan resimler yerine farklı açılar göstermek diğer önemli bir nokta.

Markaların hikayelerini oluştururken önem vermeleri gereken diğer noktalar ise şu ana kadar yaptıkları her hamlenin asıl nedenini bulduktan sonra, iletişim kuracakları insanların diline en yakın dili kullanmak, ve üreticilerin çoktan anlattıkları marka ile ilgili hikayeyi keşfetmek, bütün bunların üzerinde markanın nasıl bir kontrolü olabileceğini analiz etmektir.

Storytelling hakkında söylenecek daha çok şey var, Bryan Eisenberg’in dediği gibi ‘’ Etkili içerik pazarlaması Storytelling’te master olmak ile ilgilidir. Gerçekler bize sadece söylerken hikayeler satar.’’

Storytelling ve Visual Storytelling hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için;

Fastcompany

Search Engine  Journal

Growmap

Pixar filmlerinden Storytelling hakkında ilginç noktalara göz atmak için ise;

Campaignlive

 

Read More
17Eyl
social-mediaSosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları

Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları

Bugün kaç tane post beğendiniz? Ya da sabah uyandığınız andan itibaren okuduğunuz tweetlerin içeriğini, sayısını hatırlayabiliyor musunuz? Bir saniyede okuduğunuz postların, gördüğünüz ve paylaştığınız videoların sayısı sizi şok edebilir. Bir çoğumuz güne telefon alarmını kapattıktan sonra bildirimlerimize bakarak başlıyoruz. O geçen 60 saniye içinde ise Facebook’ta 4 milyon kişi beğen butonuna basıyor, Instagram’ da 2 milyon kalp kırmızıya dönüyor ve neredeyse 350 bin tweet atılıyor. Günde 150 kez telefon ekranlarının kilidi açılıp kapatılıyor, insanlar ayda ortalama 27 uygulama kullanıyorlar ve uygulamalarda 75 dakika harcıyorlar. Dijitaldeki artan içerik artışı ve insanın odaklanmış dikkat süresinin 8 saniye olması ile beraber pazarlanacak içeriğin doğru seçilmesi, doğru mecralarda yayınlanması ve gösterim sıklığı çok büyük önem taşıyor.

Sosyal medyayı alışverişlerinden önce veya alışveriş sırasında kullanan tüketiciler %29 daha fazla satın alma davranışı gösterirken markalar bu fırsatı kaçırmamalı. Öncelikle markalar, hedef kitlesinin, yeni şeyler keşfetmek, cevap bulmak ya da karar vermek için mobil cihazı açtığında  ‘’gitmek istiyorum, yapmak istiyorum, satın almak istiyorum’’ mikro anlarını analiz etmeli ve ona göre bir içerik oluşturmalı. Videolarda ise marka hedefi ne olursa olsun, ilk 5 saniyede ürünün üzerinde olan logoyu göstermek önemli olan diğer bir nokta. Bunun nedeni ise Microsoft’un yaptığı araştırmaya göre mobil devrimin başlamasıyla insanların dikkat süresinin 12 saniyeden 8 saniyeye düşmesi. Sonrasında ise içerik, kullanıcıları reklamı geç butonundan uzak tutmak için iyi bir hikaye ile desteklenmeli. İçerikte dikkatleri en çok çeken reklam türü esprili olanlar olurken, ardından merak uyandırıcı ve duygusal olanlar geliyor. Sonuç olarak dijital dünya sonsuz fırsatlar sunarken, bu süreçte markalara düşen ise reklamları için gerçekten ihtiyaçları olan şeyi ölçmek, analiz etmek, ona göre bir içerik oluşturmak ve sürekli değişen ve gelişen dijital dinamiklerden uzak kalmamaktır.

Peki bu stratejiyi hayata geçirmek için neler uygulanmalı,  benchmark olarak hangi platformları takip etmeli?

  • Contently – Başarılı içerik stratejisi önerileri ve ayın dikkat çeken beş içeriği.
  • Jeff Bullas – Değişen teknolojiyi, içeriği, sosyal medya teknolojileri ve dijital pazarlamayı  daha iyi kullanma
  • Campaignium- Dijital hakkındaki yenilikler ve öneriler
  • Fastcoexist- Girişimciler, yenilikler hakkında ilham verici hikayeler, haberler.
  • Brandchannel- Global bakış açısında markalar hakkında haberler, analizler, yorumlar.
  • Mashable- Teknoloji, dijital, medya hakkında global içerikler.

 

Read More
17Tem
motherMillenial Annelerin Online Davranışları

Millenial Annelerin Online Davranışları

Aileleri için en iyisini yapmaya çalışırken aynı zamanda da ebeveyn olmanın kusurlarını da kucaklayan Millennial anneler, pazarlama tarihinin en değerli tüketici segmenti sayılabilir. KRC Research’e göre sosyal medyada haftada ortalama 17.4 saat harcayan Millenial annelerin %74 ü karar aşamalarında düzenli olarak fikirlerinin sorulduğunu söylüyor. 10 Millennial anneden 9’u ise mağazalar, giysiler, yiyecek ve içecekler hakkında online olarak bilgi paylaşırken satın alma sürecinde %25 oranında ortaklaşa alınan kararı uyguluyor. Türkiye’de ise %69.5’i second screener olan anneler, kendilerinden önceki jenerasyon ile aynı annelik eğilimini paylaşsalar da, pazarlamacıların doğru mesajı yaratmaları ve Millennial anneler ile başarılı bir empati kurmaları için bir takım önemli noktaları göz ardı etmemeleri gerekiyor.

Millennial annelerin üçüncü şahıslara güvenmeme algısı, çocukları ile beraber daha küçük bir dünyada yaşamasına sebep oluyor, annenin kontrolü elinden bırakmamasına ve tetikte olmasını sağlıyor. Bu durumda pazarlamacıya, annenin korumacı kaygılarını anlamak ve ona daha büyük bir dünyanın parçası olduğunu hatırlatmak düşüyor.

Beslenme, diyet ve spor ile ilgili sonu gelmeyen araştırmalar içerisinde boğulan Millennial annelerin %60’i çoğunlukla bir ürünü almadan önce besin içeriğini ve katkı maddelerini kontrol ediyorlar. Yiyecek ve içecek markaları, Millennial annelerin alışveriş kararlarını detaylı bir şekilde inceleyerek yeni fırsatlar oluşturabilirler. Örneğin Millenial annelerin online tavsiyelere ne kadar önem verdiği, yiyecek-içecek alışverişi sürecinde neden başkalarıyla beraber verdikleri kararı uyguladığı, partnerlerinin ve çocuklarının bu süreçte ne kadar etkili olduğu gibi sorular annelerin etkisi göz önüne alındığında daha derin bir inceleme gerektirir.

Son olarak, dijitalde fazlasıyla etkin olan Millenial anneler, çocukluk ve yetişkinlik yıllarını bireysellik ve orijinallik arayışında geçirdikleri için, markaların bütün Millennial anneleri aynı pazar segmentine koyması yanlış bir hareket olur. Bu durumda markalar kampanyalarını oluştururken, annelerin oluşturdukları bağımsız kimliklere ve kendilerini nasıl gördüklerine, çocuklarıyla kurdukları ilişkilerine daha fazla odaklanmaları gerekir.

 

Read More